Türkiye genelinde artan deprem riski ve buna bağlı olarak gelişen güvenlik kaygısı, halkın tasarruf alışkanlıklarında önemli değişikliklere neden oldu. Özellikle İstanbul’da yaşanan ve paniğe neden olan 6,2 büyüklüğündeki depremin ardından, vatandaşlar yıllardır evlerinde sakladıkları yastık altı altınlarını bankacılık sistemine entegre etmeye başladı. Bu gelişmeyle birlikte, Kıymetli Madenler Yetkili Depo Sistemi (KAD-SİS) uygulamasına yönelik ilgi de rekor seviyelere ulaştı.
Güvenlik Endişesi Altını Kasaya Taşıdı
Yıllar boyunca evlerin gizli köşelerinde saklanan altınlar, artık bir güvenlik riski olarak görülmeye başlandı. Özellikle son dönemlerde arka arkaya yaşanan depremler ve artan hırsızlık olayları, vatandaşların altınlarını bankaların güvenli kasalarına yönlendirmesine neden oldu. KAD-SİS sistemi, bu noktada devreye girerek hem fiziki güvenliği hem de finansal işlevselliği aynı çatı altında sunuyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı denetimindeki Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen bu sistem, altınların lisanslı ve sigortalı kasalarda korunmasını sağlarken, aynı zamanda bu altınların finansal sistemde kullanılabilmesine de olanak tanıyor.
KAD-SİS ile Altınlar Hem Güvende Hem Erişilebilir
KAD-SİS’e dahil edilen altınlar, resmi yetkili kasalarda tutuluyor ve vatandaşların banka hesaplarında bu varlıkların karşılığı oluşturuluyor. Bu sistem sayesinde kişiler hem fiziki altınlarını koruyabiliyor hem de söz konusu altınları yatırım, kredi veya teminat amacıyla kullanabiliyor. Böylece evde bekleyen pasif tasarruflar, ekonomiye aktif şekilde katılmış oluyor.
Özellikle Anadolu şehirlerinde kuyumcular aracılığıyla yaygınlaştırılan sistem, sadece büyük şehirlerde değil, küçük yerleşim yerlerinde de hızla benimsendi. Uzmanlar, bu uygulamanın hem bireysel güvenliği artırdığını hem de Türkiye ekonomisine katkı sağladığını vurguluyor.
2023’ün Sonunda Başlayan Talep 2024’te Zirve Yaptı
Ekonomistler ve finans çevreleri, KAD-SİS sistemine olan ilginin Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası hızla arttığını ifade ediyor. Deprem kuşağında yer alan Türkiye’de, özellikle şehir merkezlerinde yaşayan bireyler için evde yüklü miktarda altın bulundurmak artık büyük bir risk olarak görülüyor.
2024 yılı itibarıyla sistem üzerinden işlem gören altın miktarında önemli artışlar kaydedildi. İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere, birçok kentte yastık altındaki altınlar lisanslı kasalara ve bankalara taşınarak kayıt altına alındı.
Ekonomiye Kazandırılan Altınlar Yeni Dönemi Başlatıyor
Yapılan araştırmalara göre Türkiye’de halen 5 bin tona yakın altın, kayıt dışı şekilde evlerde saklanıyor. Bu miktarın sistem içine çekilmesi, yalnızca bireysel güvenliği değil, aynı zamanda ülke ekonomisinin derinliğini artırma potansiyeline sahip.
KAD-SİS uygulamasıyla devletin uzun süredir hedeflediği “yastık altı altınların finansal sisteme entegrasyonu” süreci hız kazanmış durumda. Altının sadece bir tasarruf aracı değil, aynı zamanda aktif bir finansal enstrüman olarak kullanılabilmesini mümkün kılan bu model, gelecekte daha fazla kişinin tercih edeceği bir sistem olacağa benziyor.
Altın Yatırımcısına Yeni Nesil Güvence
Yastık altı alışkanlığının yerini, dijital ve güvenli depolama sistemlerine bırakmaya başladığı bu yeni dönemde, KAD-SİS sadece bir güvenlik uygulaması değil; aynı zamanda yatırımcılara daha fazla esneklik sunan bir araç olarak da öne çıkıyor. Artık altınlar sadece düğünlerde değil, banka teminatlarında, ihtiyaç kredilerinde ve yatırımlarda da aktif şekilde değerlendirilebiliyor.