Eğitim sistemindeki eşitsizlikler bir kez daha sosyal medyanın gündemine oturdu. Bir ücretli öğretmenin Nisan ayında aldığı 11 bin 459 TL maaşı paylaşması, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Paylaşımın ardından sosyal medya adeta ikiye bölündü. Kimileri bu maaşın kabul edilemez olduğunu söylerken, kimileri ise bu koşulları bilerek göreve başlayan öğretmenlerin “şikâyet etme hakkı olmadığını” savundu.
Maaşını Paylaştı, Eğitim Sistemi Yine Tartışma Masasında
Sosyal medya platformu X (eski adıyla Twitter) üzerinden yapılan paylaşımda ücretli öğretmen, çalıştığı ay sonunda eline geçen maaş bordrosunun ekran görüntüsünü paylaştı. Nisan ayına ait belgede yer alan 11.459 TL’lik net ödeme, kısa sürede binlerce kişi tarafından yorumlandı ve yeniden paylaşıldı.
Bu paylaşım, yalnızca bireysel bir maaş meselesi olarak değil; Türkiye’de ücretli öğretmenlik sisteminin yapısal sorunlarını da yeniden gündeme taşıdı.
“Asgari Ücretten Düşük Maaş Kabul Edilemez”
Özellikle öğretmene destek veren kullanıcılar, bu maaşın asgari ücretin altında kaldığına dikkat çekerek, “Eğitim gibi kutsal bir görevi yerine getiren bir insan, insanca yaşam şartlarından mahrum bırakılmamalı” yorumunda bulundu. Eğitim-Sen ve diğer öğretmen sendikaları da daha önce defalarca bu duruma tepki göstermiş, “eşit işe eşit ücret” talebinde bulunmuştu.
Eleştirilerin hedefinde yalnızca sistem değil, aynı zamanda bu maaşları “makul” bulan kişiler de vardı. Bir kullanıcı, “Çocuklarımızı geleceğe hazırlayan bir öğretmen, açlık sınırında yaşamamalı!” diyerek tepkisini dile getirdi.
Bazıları Öğretmeni Suçladı: “Koşulları Bile Bile Kabul Ettiler”
Ancak karşı cephede yer alan bazı sosyal medya kullanıcıları, farklı bir bakış açısı sundu. “Ücretli öğretmenlik zaten bu koşullarda yapılan bir meslek. Şartları kabul ederek başlayanlar sonra neden şikayet ediyor?” diyen kesim, öğretmenin paylaşımını “şova” benzetti.
Bu yorumlar da sosyal medyada hararetli tartışmalara yol açtı. Özellikle “Bu işi geçici olarak kabul ediyorsanız, o zaman maaşını da sorun etmeyeceksiniz” söylemi, öğretmen sendikaları ve eğitimci gruplarının sert tepkisiyle karşılaştı.
Eğitim Sendikaları: “Kadroya Geçiş Olmalı, Emeğin Karşılığı Verilmeli”
Eğitim sendikaları ve meslek örgütleri, bu tartışmalarla birlikte yeniden açıklamalarda bulundu. “Ücretli öğretmenlik, modern çağda güvencesizliğin adıdır” diyen sendika temsilcileri, ücretli öğretmenlerin kadroya geçirilmesini ve tüm öğretmenlerin eşit haklara sahip olması gerektiğini savundu.
Birçok öğretmen, bu maaşla temel giderlerini bile karşılayamadıklarını, ek iş yapmak zorunda kaldıklarını ya da borçlanarak ayakta durduklarını ifade ediyor.
Sistemin Sorunu Büyüyor: Güvencesizlik, Düşük Maaş, Yüksek Beklenti
Ücretli öğretmenlik, genellikle kadrolu atanamayan öğretmen adaylarının geçici olarak başvurduğu bir model olsa da, sistemdeki boşluklar nedeniyle uzun yıllar bu pozisyonda çalışan eğitimciler bulunuyor. Kadrolu meslektaşlarıyla aynı sorumluluklara sahip olan bu öğretmenler, çok daha düşük maaşlarla, sosyal haklardan yoksun şekilde görev yapıyor.
Devletin, eğitim gibi temel bir kamu hizmetinde farklı statülerde, farklı ücret politikalarıyla öğretmen istihdam etmesi, uzmanlar tarafından “adaletsizlik” olarak yorumlanıyor.