Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği’nin düzenlediği “Fikirdaş Ülkeler Liderler Çevrimiçi Toplantısı” kapsamında AB liderlerine seslenerek, “Avrupa güvenliğine dair tüm adımların Türkiye ile birlikte planlanmasının müşterek menfaatimize olacağı kanaatindeyiz” dedi. Erdoğan’ın bu açıklamaları uluslararası arenada büyük yankı uyandırırken, ABD merkezli bazı isimlerin sert tepkisini çekti.
Özellikle CIA ve Pentagon’a yakınlığıyla bilinen Michael Rubin, Erdoğan’ın çıkışını “Avrupa’nın en büyük hatası” olarak yorumladı ve Türkiye’nin Avrupa güvenliği için bir tehdit oluşturduğunu öne sürdü. Yunan gazeteci Thanos Davelis’e konuşan Rubin, Avrupa’nın Türkiye’ye verdiği desteği “büyük bir stratejik yanlış” olarak nitelendirerek, “Avrupa, Rusya tarafından ezilmeyi hak ediyor” ifadelerini kullandı.
Erdoğan: “Hedefimiz Tam Üyelik”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin AB’ye tam üyelik hedefine “çok güçlü bir şekilde bağlı” olduğunu belirtti. Avrupa savunma sanayi programlarının tüm Avrupalı müttefiklere açık olması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, Türkiye’nin Ukrayna’nın yeniden inşası ve Avrupa Barış Aracı mekanizmasına dahil olmasının kritik bir önem taşıdığını ifade etti.
Bu mesaj, Avrupa Birliği içinde Türkiye’nin rolü ve NATO’daki etkisi konusunda yeni tartışmaları da beraberinde getirdi. Özellikle ABD ve Avrupa’daki bazı kesimler, Türkiye’nin NATO içindeki gücünü dengelemek için farklı stratejiler geliştirmenin gerekliliğini savunuyor.
Michael Rubin’den Skandal Açıklamalar!
ABD’nin önde gelen isimlerinden ve CIA’in psikolojik savaş uzmanı olarak tanınan Michael Rubin, Erdoğan’ın Türkiye’nin Avrupa güvenliğinde etkin rol alması gerektiğine dair yaptığı açıklamalara sert tepki gösterdi. Rubin, Türkiye’nin NATO’nun ikinci büyük ordusuna sahip olmasının bir önem taşımadığını, asıl meselenin bu gücün nasıl ve ne için kullanıldığı olduğunu iddia etti.
Rubin, “Avrupa’nın Türkiye’yi yeni güvenlik yapılanmalarına dahil etmesi büyük bir hata olur. Türkiye, kendi çıkarlarını Avrupa’nın üzerinde tutacaktır. Eğer Avrupa Türkiye’ye güvenerek hareket ederse, Rusya tarafından ezilmeyi hak eder” şeklinde küstah bir açıklamada bulundu.
“Avrupa, Türkiye’ye Karşı Daha Sert Olmalı”
Rubin, AB’nin Türkiye’ye karşı yeterince sert bir tutum sergilemediğini ve Ankara’nın Doğu Akdeniz, Kıbrıs ve Balkanlar’da giderek daha fazla nüfuz sahibi olmasının AB için büyük bir risk oluşturduğunu öne sürdü. Avrupa’nın, Türkiye’nin bölgesel politikalarına karşı daha agresif bir strateji geliştirmesi gerektiğini savunan Rubin, Yunanistan ve Kıbrıs’ın, Avrupa diplomasisinde daha sert bir dil kullanarak Türkiye’yi köşeye sıkıştırması gerektiğini söyledi.
Rubin, Lozan Antlaşması’nın güncellenmesine yönelik Türkiye’nin talebine de tepki göstererek, Yunanistan’ın da benzer şekilde Osmanlı dönemi olaylarını gündeme getirmesi gerektiğini iddia etti. “Erdoğan sert mesajlar veriyorsa, Yunanistan ve AB de aynı tonda cevap vermeli” dedi.
Türkiye’ye Karşı Kirli Senaryolar!
Rubin’in açıklamalarında dikkat çeken bir diğer nokta da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ile Ukrayna’daki ayrılıkçı bölgeler arasında paralellik kurması oldu. “Kuzey Kıbrıs, Abhazya, Donetsk ve Luhansk arasında bir fark yoktur” diyen Rubin, BM’nin Türkiye’ye karşı daha agresif bir politika izlemesi gerektiğini belirtti.
Özellikle ABD ve Batı’nın, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de artan gücünü engellemek adına çeşitli planlar yaptığı bilinirken, Rubin’in çıkışları Türkiye’ye karşı yürütülen yeni bir psikolojik savaşın sinyalleri olarak yorumlandı.
Erdoğan’ın Politikaları Avrupa İçin Tehdit mi?
Michael Rubin, Erdoğan’ın Avrupa’ya yönelik tutumunu “blöf yaparak kazanmaya çalışan bir poker oyuncusuna” benzeterek, Türkiye’nin aslında büyük bir askeri ve diplomatik güç olmadığı, ancak Batı’nın bu blöfü gördüğünde Türkiye’yi köşeye sıkıştırabileceğini iddia etti.
Rubin, “Erdoğan’ın diplomatik gücü abartılıyor. Aslında zayıf bir el oynuyor ancak blöf yaparak Avrupa’nın korkularını kullanıyor” diyerek, Batı’nın Türkiye’ye karşı daha agresif bir tutum takınması gerektiğini savundu.
Bu açıklamalar, Batı’nın Türkiye’yi NATO ve AB içinde zayıflatmak için nasıl bir strateji izlediğini gözler önüne sererken, Erdoğan’ın Avrupa güvenliğinde Türkiye’nin rolüne ilişkin yaptığı çıkışın Batı’da ciddi bir rahatsızlık yarattığını da ortaya koyuyor.
Türkiye’nin NATO’daki rolü, Avrupa güvenliği için kritik olmaya devam ederken, Erdoğan’ın Avrupa liderlerine yaptığı çağrı, hem Batı medyasında hem de siyasi çevrelerde büyük tartışmalara neden olmuş durumda.