Ana Sayfa Arama Galeri
Kategoriler
Servisler
Hava Durumu Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

İstanbul İçin Korkutan Uyarı: “Büyük Deprem 10 Yıl Sonra Değil, 5 Yıl İçinde!”

İstanbul’da Silivri açıklarında meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki sarsıntı, sadece binaları değil, milyonların psikolojisini de sarstı. Art arda gelen artçılarla birlikte “Büyük İstanbul Depremi” yeniden gündemin en sıcak başlığı oldu. İstanbul Arel Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mehmet Fatih Altan, bu depremle birlikte büyük sarsıntının zaman çizelgesinin öne çekildiğini söyledi. İşte uzman isimden dikkat çeken açıklamalar…

İstanbul’da Silivri açıklarında meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki sarsıntı, sadece binaları

İstanbul’da Silivri açıklarında meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki sarsıntı, sadece binaları değil, milyonların psikolojisini de sarstı. Art arda gelen artçılarla birlikte “Büyük İstanbul Depremi” yeniden gündemin en sıcak başlığı oldu. İstanbul Arel Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mehmet Fatih Altan, bu depremle birlikte büyük sarsıntının zaman çizelgesinin öne çekildiğini söyledi. İşte uzman isimden dikkat çeken açıklamalar…

“6.2’lik Deprem Büyük Sarsıntıyı Yakınlaştırdı”

Prof. Dr. Mehmet Fatih Altan’a göre İstanbul’da yaşanan son deprem, beklenen büyük depremin zamanını daha da erkene çekmiş olabilir. Altan, “2019’da 5.8 olmuştu, şimdi 6.2. Aynı bölgede bu büyüklükte sarsıntılar olması, aktif bir enerji birikimi olduğunu gösteriyor” dedi. Altan, bu durumu şu cümlelerle özetledi:
“Olması gereken 10 yıl sonraysa, artık 8 ya da 5 yıl içinde beklenebilir. Hareket hızlandı.”

700 Binden Fazla Bina Riskli Hale Geldi

Deprem sadece birkaç saniye sürdü ama etkisi oldukça derin oldu. Prof. Dr. Altan, son depremin ardından İstanbul’daki riskli bina sayısının 200 bin daha arttığını belirtti. Daha önce 500-600 bin civarında olan depreme dayanıksız yapı sayısı, artık 700 ila 800 bin arasında.
“Deprem 13 saniye sürdü, daha uzun olsaydı tablo daha da vahim olurdu” diyen Altan, asıl felaketin zamana karşı yarışta olduğunu söyledi.

“Yer Altını Değiştiremeyiz Ama Üstünü Güçlendirebiliriz”

Altan’a göre yapılacak en mantıklı adım, yer altındaki fayları kontrol etmeye çalışmak değil, yüzeydeki yapı stoğunu depreme hazırlıklı hale getirmek. “Toprağın altına müdahale edemeyiz ama üstüne çok şey yapabiliriz” diyen uzman, Türkiye’nin en zayıf halkasının vatandaşların bina bilinci olduğunu vurguladı.

2000 Öncesi Yapılar Tehlike Altında

Altan, 2000 yılı öncesi yapılan binaların çoğunun düz demirle, deniz kumuyla ve denetimsiz bir şekilde inşa edildiğini hatırlattı. Bu binaların kontrol edilmesi, gerekiyorsa güçlendirilmesi ya da yıkılıp yeniden yapılması gerektiğinin altını çizdi.
“Yarısı bizden kampanyaları var, belediyeler çalışıyor, geriye halkın bilinçlenmesi kaldı.”

Vatandaşlara Çağrı: “Binalarınızı Uzmanlara Kontrol Ettirin”

Bina dayanıklılığı hakkında dışarıdan bir gözlemle karar vermenin mümkün olmadığını belirten Prof. Dr. Altan, vatandaşların kamu görevlileri, üniversiteler veya uzman inşaat mühendislerinden teknik rapor talep etmeleri gerektiğini söyledi.
“Bilhassa bodrum katlardaki demir korozoyunu, sadece uzmanlar tespit edebilir. Patlamamış ama içten çürümüş yapılara dikkat!”