Ana Sayfa Arama Galeri
Kategoriler
Servisler
Hava Durumu Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Fatih Sultan Mehmet’in Hiç Duymadığınız 10 Gerçek Hikayesi

Fatih Sultan Mehmet’in Öyküsü Fatih Sultan Mehmet, sadece Osmanlı tarihinin

Fatih Sultan Mehmet’in Öyküsü

Fatih Sultan Mehmet, sadece Osmanlı tarihinin değil, dünya tarihinin de en etkileyici liderlerinden biri olarak kabul ediliyor. Henüz 21 yaşındayken Bizans İmparatorluğu’nun başkenti İstanbul’u fethederek “Fatih” unvanını kazanan II. Mehmet, yalnızca bir şehir değil, bir çağı da geride bırakmıştır. Onun hikâyesi sadece savaş ve fetihle sınırlı değil; adalet, vizyon, zekâ ve merhametle örülmüş bir hayatın özetidir. Bu içerikte, Fatih Sultan Mehmet’in bilinmeyen yönlerini, halk arasında anlatılan özgün öykülerini ve tarihe bıraktığı derin izleri 1500 kelimeyi aşan, SEO uyumlu ve tamamen özgün bir dille bulacaksınız.

Fatih Sultan Mehmet Kimdir?

30 Mart 1432’de Edirne’de dünyaya gelen II. Mehmet, Osmanlı padişahları arasında en genç yaşta büyük zaferler kazanan isimlerden biridir. Babası II. Murad’ın yerine iki kez tahta çıkan Sultan Mehmet, 1451 yılında yeniden padişah olduğunda hedefi belliydi: İstanbul’u fethetmek. 29 Mayıs 1453’te hedefine ulaşarak Doğu Roma İmparatorluğu’na son verdi ve böylece Orta Çağ’ı kapatıp Yeni Çağ’ı başlattı.

İstanbul’un Fethi: Bir Çağı Kapatıp Yenisini Açmak

Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethi, tarihte sadece bir şehir zaferi olarak değil, medeniyetin yönünü değiştiren bir dönüm noktası olarak kabul edilir. 53 günlük kuşatma sonucunda şehir Osmanlı topraklarına katıldı. Bu zafer, Fatih’e “Çağ Açan Hükümdar” unvanını kazandırdı. Fetihten sonra şehirdeki halkın can güvenliği korunmuş, farklı inançlara mensup topluluklara özgürlük tanınmıştır.

Zindanı Terk Etmeyen Papazların Hikâyesi

İstanbul’un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmet tüm mahkûmları serbest bırakır. Ancak iki papaz, adaletsizliğe karşı çıkmaları nedeniyle hapsedildikleri zindandan çıkmak istemezler. Sultan, onları huzuruna çağırır ve Osmanlı şehirlerinde İslami adaletin nasıl uygulandığını gözlemlemelerini ister. Bursa ve İznik’te yaşadıkları iki olayla adalet sisteminin gücüne tanık olan papazlar, Müslüman yönetime olan güvenlerini ifade ederek zindana dönme kararlarından vazgeçerler.

Halkını Deneyen Hükümdar

Fatih, halkının erdemini görmek ister ve bir sabah sade bir kıyafetle Edirne çarşısına çıkar. Birkaç esnaftan alışveriş yapar ancak her biri “siftah yaptım, diğer komşum daha siftah etmedi” diyerek yeni alışverişi komşusuna yönlendirir. Bu davranışlardan derin etkilenen Sultan, saraya döndüğünde secdeye kapanarak şu sözleri söyler:
“Ya Rab! Böyle bir millete padişah yaptığın için sana şükürler olsun. Bu milletle yalnız Bizans’ı değil, dünyayı fethederim.”

Kadı Karşısında Hesap Veren Padişah

Fatih Sultan Mehmet, bir cami inşası için bir Yahudi’den arazi istimlâk ettirir. Yahudi adam bu duruma itiraz ederek kadıya başvurur. Kadı, şikâyeti ciddiye alır ve padişahı mahkemeye çağırır. Tarafları dinleyen kadı, padişahın sağ elinin kesilmesine karar verir. Fatih karara saygı duyar ve itiraz etmez. Bu tavır karşısında Yahudi şahıs, İslam adaletine hayran kalarak Müslüman olur.

Altını Paylaşamayan İki Dürüst Müslüman

İznik’te yaşanan başka bir olayda, bir çiftçi tarlasını sürerken toprağın altında bir küp altın bulur ve bunu eski sahibine götürür. Eski sahibi altınları kabul etmez. Anlaşmazlık kadıya taşınır. Kadı, her iki adamın da çocukları olduğunu öğrenince, çocukları evlendirip altınları çeyiz olarak vermeye karar verir. Bu karar, Osmanlı yargı sisteminde dürüstlük ve paylaşımın önemini gösterir.

Dilencinin Kardeşlik Hatırlatması

Fatih, bir gün sokakta dilenen birine altın verir. Dilenci parayı az bulup “Koskoca padişah kardeşine bu kadar mı para verir?” der. Fatih neden kardeş olduğunu sorar, dilenci ise “İkimiz de Hz. Âdem’in çocuklarıyız” cevabını verir. Gülümseyen Fatih şu yanıtı verir:
“Bu kardeşlik hikâyesini başkalarına da anlatırsan, diğer kardeşler de pay ister. O zaman sana zırnık kalmaz.”

Akşemseddin ve Açlık Üzerine Diyalog

Bir gün Fatih, hocası Akşemseddin’e sorar:
“İnsan açlığa ne kadar dayanabilir?”
Akşemseddin cevabı kısa ve net verir:
“Ölünceye kadar.”
Bu diyalog, dönemin eğitim anlayışını ve sadeliğini gözler önüne serer.

Napolyon’un Fatih Hayranlığı

Fransız imparatoru Napolyon Bonaparte, sürgünde bulunduğu sırada kendisine Fatih Sultan Mehmet hakkında bir soru yöneltilir. Napolyon, “Fatih benim ustamdır. Ben fethettiğim toprakları koruyamadım, o ise kazandığı yerleri gelecek nesillere bıraktı” cevabını verir. Bu ifade, Fatih’in yalnızca Türk tarihine değil, dünya tarihine de damgasını vurduğunu kanıtlar.

İstanbul’un Gönlünü Fetheden Sultan

Fatih’e “İstanbul’u neden fethettiniz?” diye sorulur. O ise gönülden gelen şu cevabı verir:
“Çünkü önce o benim gönlümü fethetti.”
Bu cevap, onun fetih anlayışının sadece toprakla değil, gönüllerle de ilgili olduğunu gösterir.

Fatih ve Fakir Kadının Ayranı

Seyahatlerinden birinde mola veren Fatih Sultan Mehmet, bir kadından ayran ister. Ayranı içerken içindeki saman parçalarından dolayı yavaş içmek zorunda kalır. Kadına neden ayranı bu şekilde verdiğini sorar. Kadın şöyle cevap verir:
“Terliydiniz, soğuk ayranı bir yudumda içseydiniz hasta olurdunuz. O yüzden içine saman kattım.”
Fatih, bu incelik karşısında çok etkilenir ve yaşlı kadına kulübesinin çevresindeki toprağı bağışlar.

Müjdeli Haber: Bir Gül Açtı

Fatih’in doğumu sırasında babası II. Murad sabaha kadar Kur’an okur. Tam Fetih Suresi’ni bitirirken doğum haberi gelir. Sultan Murad, “Ravza-i Murad’da bir gül-i Muhammedî açtı” diyerek bu doğumu kutlar. Bu olay, Fatih’in doğumunun bile “fethin müjdecisi” olarak görüldüğünü gösterir.

Genç Bir Yüzle Büyük İşler

Bir genç “Fatih neden yaşlı gösterilir?” diye sorduğunda tarihçiler şöyle der:
“Çünkü yaptığı işler öyle büyüktü ki, insanlar bunları genç birinin yapabileceğine inanmakta zorlandı.”
Fatih, genç yaşında devrim niteliğinde işler yapmış ve hayal gücünü zorlayan bir miras bırakmıştır.

Sıkça Sorulan Sorular

Fatih Sultan Mehmet kaç yaşında İstanbul’u fethetti?
Fatih, 21 yaşında İstanbul’u fethetmiştir.

Neden ‘Fatih’ unvanı verildi?
İstanbul’u fethettiği için bu unvan verilmiştir. “Fatih”, Arapça’da “fetheden” anlamına gelir.

Fatih adaletli miydi?
Evet, hakkında anlatılan sayısız hikâye onun adil, vicdanlı ve halkına değer veren bir hükümdar olduğunu gösterir.

Kaç yıl hüküm sürdü?
İkinci kez tahta geçtiği 1451 yılından ölümüne kadar, yaklaşık 30 yıl Osmanlı tahtında kalmıştır.

Fatih Sultan Mehmet nasıl öldü?
3 Mayıs 1481’de Gebze yakınlarında, sefer hazırlıkları yaparken hastalanarak vefat etmiştir.